Bu yıl da bizi bol güneşli sıcak günler bekliyor. Heryıl cildimizdeki izlerini arttıran güneş bu yılda yenilerini ekleyecek mi? Hiç tahmin etmediğimiz bahar aylarında bile alnımız, burnumuz, omuzlarımız hemen kıpkırmızı oluveriyor. Zaten en çabuk yaşlanan, kırışan, sarkan, lekelenen yerlerimiz tam da güneşle göz göze gelen bu organlarımız. Hatırlatmakta yarar görüyorum; 50'li yaşlarda ortaya çıkan derin kırışıklıkların büyük bölümü, gençliğimizde maruz kaldığımız güneş ışınlarının sonuçlarıdır. Güneş her geçen yıl çok daha acımasız. Artık çok daha fazla dikkat etmek gerekiyor.
Photo- Aging…
'Photo-aging' yaşa değil, güneşe bağlı yaşlanmaya verilen addır. Doğal seyrinde yaşlanan deriler; renklerini ve yumuşaklığını kaybetmezler ve kırışıkları hafif, ince çizgiler halindedir. Fazla güneşlenen insanların cildi ise zamanla kalınlaşır, sertleşir ve kırışık çizgileri derinleşir. Çünkü güneş ışınları cildi gergin, esnek ve pürüzsüz tutan doğal yapıyı bozar ve Photoaging belirtileri oluşur. Yani;
* Köselemsi, kalın bir deri
* Kahverengi veya beyaz lekeler
* Erkenden başlayan derin kırışıklıklar
* Kuruluk
* Cilt renginde ve tonunda düzensizlik
* Donuklaşan ten rengi
* Beyaz ve sarı ırkta sapsarı yüzler
* Zenci ırkta küllü bir renk
* Görünür porlar
* Cildin en küçük bir tahrişte morarması
* Yüzdeki kılcal damarların bir örümcek ağı gibi görünmesi
* En büyük tehlike ise deri kanserleridir! Örneğin kulak arkası, bikini içindeki deriler güneş görmeyen yerlerimizdir ve bu yerler sadece yaşa bağlı olarak yaşlanırlar. Oysa açıkta kalan cildimizin başına gelenler Photo-aging'den başka bir şey değildir. Güneşten korunabilseydik, yüzümüz, dekoltemiz, omuzlarımız, kollarımız da kapalı yerlerimiz kadar pürüzsüz kalabilirdi.
Güneşten uzak durarak genç kalın!
Cildi zamanından önce yıpratan dış etkenler içinde en önemlisi güneş ışınlarıdır. Güneş, hücreleri yiyip bitiren serbest radikalleri çoğaltır ve aktifleştirir. Bunlar hücrelerin merkezine, DNA'nın faaliyetine zarar verirler ve ciltteki kolajeni sömürmeye, cilt hücrelerindeki yağı parçalamaya başlarlar. Sonuçta Photo-aging adını verdiğimiz belirtiler oluşur. Ne yazık ki güzellik salonlarını, estetik merkezlerini meşgul eden işlemlerin büyük çoğunluğu güneş hasarları ile ilgilidir.