Sevgisiz Büyüyen Çocuk Kısa Boylu Kalır.

Çocuklar için en önemli büyüme hormonu aslında sevgi. Ne kadar iyi beslenirse beslensin; anne ve babası sürekli tartışıyorsa ya da boşanma aşamasındaysa, çocuğun büyümesi yavaşlıyor. Uyuyamıyor ya da yemeği reddetmeye başlıyor. Tıp dilinde bu duruma ‘sevgi yoksunluğu sendromu’ ya da ‘psikososyal cücelik’ deniyor.

İstanbul Tıp Fakültesi Büyüme Gelişme ve Pediatrik Endokrinoloji Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hülya Günöz, ailelerin ve okulda öğretmenlerin, beslenme konusunda çocuklara örnek olmaları gerektiğini vurguluyor. Günöz, beslenmeye bağlı büyüme ve gelişme geriliği konusunda sorularımızı cevapladı:

* Boşanmış çiftlerin çocuklarında büyüme geriliği olabiliyor mu? 

Kesinlikle evet. İlgi görmeyen çocuk, aile içinde büyüse bile annenin hırçınlığı ve babanın ilgisizliğiyle büyüyemeyebiliyor. Ne kadar iyi beslenirse beslensin, sevgisizlik büyümeyi engelliyor. Örneğin; anne-baba sürekli kavga ediyorsa ya da boşanma aşamalarında ise çocuk arada kalıyor ve beraberinde uyku problemi çekiyor. Zamanla da yemek yemek istemeyerek psikolojik sorunlar yaşıyor ve büyümesi yavaşlıyor. Biz buna ‘sevgi yoksunluğu sendromu’ ya da ‘psikososyal cücelik’ diyoruz. Anne çok gerginken, çocuğunun kolunu tutup bunu ona yansıtıyorsa, çocuk bundan çok olumsuz etkileniyor. Bu nedenle hikayede çocuğun psikososyal değerlendirmesini de yapmak gerekiyor.

* Yuvada büyüyen çocuklar için de geçerli mi?

Yuvada büyüyen çocuklarda da ilgisizlik ve şefkat yoksunluğu yüzünden, boy kısalığı rastlanan bir durum. Bu çocukların psikolojileri düzeldiğinde anında uzamaya başlıyorlar. Yuvadaki çocuk hastaneye geldiğinde, ilgi görüp, iyi beslendiğinde, hemen büyümeye başlıyor. Çocuklar için sevgi de büyüme hormonu gibi bir şey yani!

* Beslenme büyümeyi nasıl etkiliyor?

Yeni doğan iki aylık bir çocuk, günlük enerjisinin yüzde n0’ını büyümeye ayırır. Eğer çocuk yeteri kadar enerji alamıyorsa o zaman büyüme olumsuz etkilenir. Yetersiz veya dengesiz beslenme, özellikle ilk iki yaş için son derece önemlidir. Bu ilk iki yaşta çocukta enerji ve protein eksiği varsa, kalıcı büyüme geriliği olabilir. Bu tip çocuklar daha sonra, bir büyüme geriliği, yaşıtlarından geri kalma durumları yaşar. Biz buna ‘bodurluk’ diyoruz. Yani bir çocuktaki kısa boyluluk araştırılırken; o çocuğun süt çocukluk dönemine kadar dönüp bakmak lazım. Beslenmedeki eksiklik, iki yıldan sonra da devam ederse, o zaman kronik ve daha ağır büyüme geriliği karşımıza çıkar.

* Uzun boylu bir anne-babanın çocuğu kısa olabilir mi? 

Tabii ki. Sadece bu ilk iki yıldaki yetersiz beslenme yüzünden, uzun boylu bir anne-babanın çocuğu, anne ve babasından kısa olabilir. Günümüz şartlarında, çocuklar anne-babalarına göre daha uzun boylu olmalılar. Beslenmeye bağlı büyüme geriliği, bizim toplumumuzda önceki yıllarda yüzde 20 – n0’lardaydı, bugün 12-20’lere düştü; ama yine de sık rastlanan bir sorun diyebiliriz. Yüzde 10’un üzerinde bodurluktan söz edebiliriz. Her anne, çocuğunun bebeklik dönemi ile ilgili ölçüleri, verileri saklamalı. Böylece, yıllar sonra boy kısalığı, büyüme ya da başka sağlık problemleri için gerekli olduğunda, bu bebeklik dönemine ait bilgilere ulaşılabilsin. Bizim için, çocuğun kayıt altında tutulmuş, gelişim çizelgelerine göre boy ve kilo artışı bilgileri çok önemli.

* Çocuğun gelişiminde sütün yeri nedir? 
Çocuğun günlük kalsiyum alımının yeterli olması gerekiyor. Süt bebekliği döneminde n00-500 miligram, ama adolesan (ergenlik) çağına gelindiğinde her gün bin 200-bin 500 miligram kalsiyum alınması gerekiyor. Kalsiyumdan zengin gıdalar; süt, yoğurt ve peynir çok önemli. Okul çocukluğu dediğimiz dönemde; günde iki bardak süt, bir kase yoğurt, bir kibrit kutusu kadar da peynir tüketilmesini istiyoruz. Bunun rutin beslenme alışkanlığı olarak bilinmesi ve benimsenmesi, genel toplum sağlığı açısından çok önemli. Hem büyümeyi sağlamak hem de kemiklerin sağlığını korumak açısından çok önemli. Özellikle kız çocuklarında, menopoza gelindiği zaman osteoporoz gibi risklerden korunmak için çok önemli. Kemiklerin güç kazanması ve kemiklere kalsiyum yığılması, ergenlik döneminde oluyor. Bu dönemi geçirmişseniz kalsiyum birikimi değil, kalsiyum kayıpları başlıyor. Temeli sağlam atmak için çocukların ergenlik döneminde süt ve süt ürünlerini almalarını sağlamak zorundayız. Her gün yarım kilo süt!

* Kolalı içecekler tüketen yeni nesil süt tüketimine nasıl alıştırılabilir? 

Ailelerin, okulda ise öğretmenlerin, süt içilmesi konusunda bilgilendirmeleri, yönlendirmeleri ve örnek olmaları gerekiyor. Beslenme ve spor alışkanlıkları okulda kazandırılır. Çocuk, ailede iyi bir beslenme alışkanlığı edinse bile, okulda arkadaşlarından etkileniyor, alışkanlıklarını değiştirebiliyor. Anne-babanın söylediğini çok fazla önemsemiyor ve öğretmeninin söylediği onun için daha önemli oluyor.

* Beslenmede iyot yetersizliği varsa nelerden alınabilir?

İyot eksikliğini önlemek için iyotlu tuz kullanmak yetiyor.

* Çocuğun zeka gelişimi için beslenmenin rolü nedir? 

Beyin gelişimi için özellikle ilk iki yaşta beslenme çok önemli. En önemli kaynak süt! Sütün içindeki yağlar, fosfolipidler zeka gelişimini direkt etkiliyor. Fosfor, kalsiyum dengesini bozmamak için gerekiyor. Demir de çok önemli bir kaynak. Her güne 1 yumurta öneriyoruz! Fosforu yeşil sebzelerden alabiliyoruz. Kuruyemişler; fındık, ceviz, üzüm, kuru kayısı çok önemli zeka gelişimi için. İyi bir zeka gelişimi istiyorsak iyi bir beden gelişimini de sağlamak zorundayız.

Paylaş

Yorumlar