Çalışan kadının eşi ile ilişkisi

Bireyler kendilerini hayatına öyle kaptırırlar ki "eş" olma rolünü ihmal ederler. Hele bir de çocuklar varsa iş hayatı dışındaki kalan zamanlarda "anne-baba" olma rolü devreye girer ve "eş" olma büsbütün unutulur. Ve bir süre sonra karı- koca diyaloğu yatak odasının dışında iyice kaybolur. Bu çizdiğim tablo maalesef çok sık karşılaşılan bir tablodur. Böyle bir yaşam neticesinde eşler bir süre sonra mutsuz olur ve evliliklerinde ciddi sorunlar yaşamaya başlayabilirler.

Bir insanın tüm rolleri önemlidir. Ancak birey roller arası geçişi iyi yapmalıdır. Yani iş hayatında işadamı, çocuğunun yanında baba/anne ve eşinin yanında eş. Bu geçişin sağlanamaması bireyin hem kendisini hem de eşini ruhsal ve duygusal anlamda zedeler.

Paylaşım yaşanabilmesi için "zamanım yok" bahanesinin ardına saklanmayın. 

Karı-koca olmak bir alışkanlık olmasın. Her geçen gün evli olduğunuzu bir kez daha hatırlayın ve eş olmanın güzel yanlarını düşünün.

Paylaşım için çok uzun zaman dilimleri gerekmiyor. Bazen mutfakta birlikte yemek hazırlığı içinde olmak, bazen birlikte kitap okumak veya film seyretmek… Ama unutmayın bunları birlikte yapmak ve bundan dolayı lezzet almak önemlidir.

Gün içinde eşinizi "bir şey lazım mı?" sorusu dışında sadece eşinizin şahsı için telefon ile arayın.

Çok yoğun olsanız bile zaman zaman baş başa dışarıya çıkın. Bu yarım saatlik bir yürüyüş olabileceği gibi bir akşam yemeği programı da olabilir.

Özel günleri hatırlamanın iş yoğunluğu ile bir ilgisinin olmadığını aklınızdan çıkarmayın.

Hediyeleşin.

Çok yorgun olsanız bile akşamları çok kısa da olsa sohbet etmeyi ihmal etmeyin.

Unutmayın ki eşinizle diyaloğunuz ne kadar kuvvetli olursa bu sizin hem bireysel performansınıza hem de aile huzurunuza yansıyacaktır.

Paylaş

Yorumlar