Araştırmalar boşanmaların erkeklerin hayata karşı olan hevesini kırdığını gösteriyor.
Evlilikler her zaman güllük gülistanlık yürümüyor. Her çift mutlu olmak, hayatının geri kalan kısmını birisiyle paylaşmak için evleniyor fakat her zaman aradığını bulamıyor. Bazı durumlarda evlilik çok yıpratıcı ve yorucu olabiliyor. Bu durumda boşanmaktan başka çare kalmıyor.
Boşanma da çok kolay bir süreç değil. En başta hayal kırıklıklarıyla dolu bir süreç. Üstüne üstlük yeni bir hayat kurmak ve bu hayata alışmak zorundasınız. Alışkanlıklarınız, arkadaşlarınız bile değişir. Yapılan araştırmalar gösteriyor ki, kadınlar bu yeni hayata erkeklerden daha kolay uyum gösteriyor. Kanadalı araştırmacılar 20 ila 64 yaş arasındaki boşanmış erkeklerin, yine aynı yaşlardaki evli erkeklere göre altı kat daha depresif olduğunu gösteriyor.
Kadınların aynı durumla baş etmedeki başarısı erkeklerin iki katı, aynı araştırmada kadınların sadece üç kat fazla depresif olduğu gözleniyor. Üstelik erkeklere göre daha kısa sürede yeni bir hayat kurabiliyorlar.
Kadınlar kısa süre içinde kendilerini toparlayıp, yeni hayatlarını alışıyor ve yeni bir düzen kuruyorlar. Erkeklerse alışmakta çok zorlanıyorlar. Maddi sıkıntılar çekiyorlar ve para harcama alışkanlıklarını kaybediyorlar. Birçok erkek kendini gezmeye ve alışverişe veriyor ve bu durumdan bir başka kadınla tanışana kadar kurtulamıyorlar.
Araştırmalar ayrıca boşanmış kadınların, hiç evlenmemiş kadınlara göre, hayata daha dayanıklı olduğunu da gösteriyor. Daha önce hiç evlenmemiş kadınlar bir hayat kurmak için evlenmeyi beklerken, boşanmış kadınlar kendilerine ait bir hayatları olması için bir erkeğe ihtiyaçları olmadığını düşünüyor.